Tower of God Animesi Hakkında Tüm Bilmeniz Gereken Bİlgiler!

Ne için yaşıyoruz ve bu bizi nasıl yönlendiriyor? Bu ve bunun gibi sorular Tanrı'nın Kulesi'ni izlemeye değer kılıyor, ancak zaman zaman oldukça kafa karıştırıcı da olabiliyor.

Tanrı kavramının kendisi gibi, Tanrı Kulesi de kafanızın karışmasına neden olacak. Kendinizi her şeyi sorgularken ve yol boyunca gerçeği açığa çıkarmanıza yardımcı olacak ayrıntıları ararken bulacaksınız. Birden kendinizi, tıpkı karakterler gibi, Kule'nin tepesini ararken bulacaksınız, çünkü zirvesinde her şeyi öğreneceksiniz.

Gerçeği bulsak bile, sonunda onu anlayabilecek miyiz? Ve bizi kör eden bu hakikat arayışı mıdır? Bilgi arayışımıza çıkarken, gerçek gerçeği görmemizi engelleyen şey cevaplara olan ihtiyacımızdır: İhtiyacımız olan her şey zaten önümüzde duruyor. Rachel yıldızları arıyor, ama Bam ihtiyacı olan her şeye zaten sahip.

Hepimiz bu hayatta bir şeyler arıyoruz, ama peşinde olduğunuz şeyi gerçekten elde ettiğinizde, sonunda her şeye değdi mi? İşte Kule'nin tüm mücadeleleri burada devreye giriyor; içindeki herkesi, elde etmek için geldikleri şeyi ne kadar çok istediklerini kendilerine sormaya iten gerçek sınav.

Tanrı'nın Kulesi açıldığında, Kule'ye neden tırmandığımız sorulur. “Para ve zenginlik için mi? Onur ve gurur için mi? Otorite ve güç? İntikam için mi? Yoksa hepsini aşan bir şey için mi?” Peki hepsini aşan nedir? Sevgi.

Kule'nin adaylarını birbirinden ayıran da işte bu farktır; boş nedenlerle kuleye tırmananlara karşı çok daha saf bir kalbin peşinde olanlar. Bu, hayatta her gün bizi rahatsız eden bir şeydir. Ne için yaşıyoruz ve bu bizi hem daha iyiye hem de daha kötüye nasıl götürüyor?

Açıklayacağım gibi mükemmel olmasa da, Tower of God'ı 2020'deki en iyi anime gösterilerinden biri olarak öne çıkaran bu sorular ve daha fazlası.

Tower of God's animesinin özellikle iyi yaptığı tek şey Bam ve Rachel'ın hikayesini anlatmaktır. Rachel'ı sevseniz de sevmeseniz de, o hala Bam'ı Kule'ye tırmanmaya iten itici güçtür. O olmadan, kelimenin tam anlamıyla gidebileceği bir yer yok. Bam onu ışığı olarak gördüğü için, Rachel onun karanlıktan çıkış bileti. Doğrudan önünde durandan başka bir şeye ihtiyacı yoktur.

Rachel ise yıldızları görmek istiyor ama işin ironik yanı, bunca zamandır bir yıldıza bakıyor olması. Bam diğer yıldızlarla (yoldaşlarıyla) çevrili bir yıldızdır; o yalnız değildir ama Rachel yalnızdır ve bunu fark etmeye başlar. Karanlıkta tek başına duruyor ve bu nedenle ona kızmaya başlıyor; her zaman onun gölgesinde ve ihanetinin kök saldığı yer burası.

Ben şahsen animenin sadece hikayesi sayesinde bir ton içeriğe sahip olduğunu düşünüyorum. Karakterler karmaşık, ancak daha fazla arka plan verilebilirdi. Ne olursa olsun, birkaç isim vermek gerekirse Bam, Khun ve Rak gibi son derece sevimli karakterler var. Özellikle birbirleriyle etkileşime girdiklerinde kişiliklerini çok iyi yansıtmışlar. Kule'nin mücadeleleri ve trajedileri arasına eklenen mizah ve yoldaşlık da iyi yapılmış; Anime, bu dünyada var olan bu iki ikiliği sergilemekte gerçekten iyi bir iş çıkarıyor.

Şunu da söylemeliyim ki Rachel'dan nefret ettiğim kadar hiçbir karakterden nefret etmemiştim. Geçmişte, en aşağılık karaktere yaptıklarını haklı çıkaran bir neden vererek beni tamamen şaşırtan başka animelerim oldu, ancak Headon'un onun çirkin olduğu hakkındaki sözleri, bu kız ve eylemleri hakkında telafi edilebilir hiçbir şey olmadığını bilmemi sağladı.

Şu anki haliyle, özünde çürümüş ve bencil biri. Ancak, motivasyonlarını henüz tam olarak bilmediğimiz veya ileride Bam tarafından etkilenip etkilenmeyecekleri göz önüne alındığında, bu durum pekala değişebilir.

Rachel orada Bam'ı Kule'ye tırmanmaya zorluyor ama ilk sezondan sonra, var olmasının tek nedeni onu yok etmek mi diye düşünmeden edemiyorum. Yoksa tam tersi mi? Bam onu kurtarmak için mi var? Bu animenin sizi bu şekilde tahmin etmeye devam etme şekli benzersizdir ve bu tek başına onu sunumunda başarılı kılar. Genel olarak Kule'nin ve ona tırmananların mistisizmini yakalıyor.

Bununla birlikte, anime içindeki genel gizem de bir şekilde düşüşüdür, çünkü manhwa'yı henüz okumamış olan bazılarınızın kafasını oldukça karıştırdı. Kule'nin dünyasını inşa etmekte ve açıklamakta başarısız oldu, ancak manhwa'nın ilk sezonunda Kule'nin yapısı hakkında bazı cevaplar alıyorsunuz. Bununla birlikte, Tower of God'ın animesinin manhwa ile nasıl karşılaştırıldığı hakkında daha fazla konuşmak istiyorum.

Eğer manhwa okumak istiyorsanız, en iyi manhwa sitelerine göz atın. Tower of God ayrıca hem ciltsiz hem de ciltli formatta basılı olarak da yayınlanıyor. Tower of God animesini izlemek ister misiniz? Şu anda Crunchyroll'da yayınlanıyor. Şimdi Tower of God animesi ve Tower of God manhwa hakkında ne düşündüğüme geçmek istiyorum!

Animenin temposu biraz düşük ve olayları bir araya getirme şekilleri bazen daha az etkili. Diyaloglar, zaman zaman, orijinalinde daha derin ve olayların ortaya çıkış şekli daha etkili.

Bazı oldukça büyük açıklamaları atladılar ve bazı göze çarpan kaçırılmış fırsatlar olduğunu hissediyorum. Manhwa'da her şey çok daha özenle ele alınmış ve anime bazı açılardan bu hikayedeki olayların ne kadar kusursuz bir şekilde resmedildiğini ve anlatıldığını yakalayamamış.

Yine de eğlenceli ve izlemeye değer mi? Evet. Manhwa'dan gösterdikleri şeyi gerçekten iyi yaptılar, ama beni manhwa kadar uçurdu mu? Hayır ve sanırım anime ile ilgili en büyük sorunum bu.

Kaynak materyali hakkında hiçbir şey bilmeden animeyi izlemeye başladıysanız, ilk sezonun neden kafanızı karıştırmış olabileceğini anlayabiliyorum. Başlangıçta kafanızı karıştıracaktı (hala kafam karışık), ancak manhwa'yı okurken animeyi izlediğim kadar kafam karışmadı.

Bahsedilen konular hakkında biraz ayrıntıya girmek ve hala belirsizse Kule hakkında bazı şeyleri açıklamak istiyorum. Sadece animede tartışılan unsurlardan bahsedeceğim, bu yüzden herhangi bir yeni bilgiyi bozmayacağım.

Bu konularla ilgili anlayışımın çoğu manhwa'nın 1. sezonunda kapsamlı bir şekilde açıklandı, bu yüzden bu kendi başınıza keşfetmeyi tercih ettiğiniz veya zaten aşina olduğunuz bir şeyse, lütfen bu noktaları atlayın.

Animede, tam olarak açıklamadan shinsu gibi Kule'nin önemli unsurlarından yol boyunca kayıtsızca bahsetmeye devam ettiler. Hala emin değilseniz, shinsu'yu Hunter × Hunter'daki nen gibi düşünmeyi seviyorum, ancak daha kapsayıcı.

Kısaca özetlemek gerekirse, shinsu Kule boyunca akar ve bunu yapabilecek kadar güçlü olan nadir birkaç kişi tarafından kontrol edilebilir. Tüm enerji ve yaşamın özüdür ve animede dalga kontrolörlerinde görüldüğü gibi su, ateş veya ışık gibi çeşitli şekillere bürünebilir.

Shinsu, ne kadar güçlü olduğu için tanrıdan bir hediye olarak görülür; Bu nedenle, kullanımı da tehlikelidir. Bu nedenle adaylar, animede görüldüğü gibi kendi katlarında shinsu kullanmalarına izin veren bir “yönetici ile sözleşme” yapmak zorundadır. Bam ilk sezonda sözleşmeyi oluşturduğunda, kendisine verilen şeyin güç değil, pranga olduğu ve bunu her zaman hatırlaması gerektiği konusunda şifreli bir mesaj aldı.

Daha önce de belirttiğim gibi, anime hakkında bir eleştirim varsa, o da manhwa'nın sizi gelecek olanlara hazırlama konusunda daha iyi bir iş çıkardığıdır. Örneğin, shinsu'dan manhwa'nın ilk bölümünde bahsediliyor, bu yüzden onun hakkında daha fazla şey öğrenmeye hazırsınız, oysa anime daha sonrasına kadar tartışmıyor.

Ayrıca, manhwa'da shinsu'nun ne olduğuna dair çok derinlemesine bir ders verilirken, dalga kontrolörleri sınıfında kendilerine verilen pozisyonlarda eğitim almak için ayrıldıklarında, animede size sadece aşağıdakiler verilir: “Shinsu, bir tanrı gibi her şeyi kontrol etme gücüne sahip gizemli bir maddedir.”

Bu tür bilgilerin neden daha fazla araştırılmadığı konusunda kafam karıştı, ancak sanırım bu noktaları daha yoğun ve anlaşılır olmaları için özetlemeye çalışıyorlardı; Ancak, aslında tam tersi bir etki yarattı. Her şeye rağmen, ilk sezondan yine de gerçekten keyif aldım, ancak bu gibi konular, özellikle de Tower of God'a aşina olmayanlar için daha iyi açıklanabilirdi.

Başlangıçta ele alınan bir diğer konu da düzensizler ile Kule'nin müdavimleri arasındaki farktır. Düzensizler Kule'ye kendi başlarına giren insanlarken, müdavimler Kule'ye girmek için seçilmişlerdir. Bam ve Urek gibi düzensizlerden, sadece kuleye kaos ve değişim getirme eğiliminde oldukları için değil, aynı zamanda büyük miktarda güç sergiledikleri için de korkulmaktadır.

Urek gibi düzensizlerden manhwa'nın ilk bölümünde bahsedilmiştir. Manhwa'da özellikle düzensizler hakkında daha derinlemesine konuşmalar oluyor, bu yüzden animeden bile daha fazla dikkatinizi çekiyor.

Sanırım anime, Kule'nin ve içinde bulunanların gizemini artırmak istiyordu, ancak Kule zaten yeterince karmaşık; Ek bir kafa karışıklığına ve gizeme ihtiyacı yok. Ayrıca, animeden daha çok neyi dört gözle beklemeniz gerektiği konusunda size fikir verdiler. Manhwa, özellikle düzensizlerle ilgili sahnelerle gelecekler için beni heyecanlandırdı, bu yüzden bunun eksik olduğunu hissettim.

Mesele şu ki, dışarıda bırakılan birçok önemli şey / sahne var, bu yüzden bunları kontrol etmek istiyorsanız manhwa'nın ilk sezonunu okumanız gerekecek. Sanırım olası bir 2. sezon için daha fazlasını açıklamak istemiş olabilirler, ancak tüm bu bilgiler mükemmel zamanlamasını kaçırmış gibi görünüyordu.

Tower of God'ın animesini hiçbir şekilde beğenmediğimi belirtmenin önemli olduğunu düşünüyorum; aslında gösterdikleri sahneleri ne kadar iyi yakaladıklarından oldukça memnun kaldım ve bir şeylerin kesileceği kesin olsa da, sadece yanlış şeyleri kestiklerini hissediyorum. Eğer bildiklerimi bilmeseydim, belki de bu uyarlamaya karşı bu kadar sert olmazdım.

Animeden hoşlanmayan ilk izleyiciler için bir şey önerebilecek olsaydım, geri dönüp manhwa'yı okumaları olurdu. Animede daha önce gördüğünüz birçok şeyi göreceksiniz, ancak aynı zamanda çok daha fazlasını öğrenecek ve tanık olacaksınız.

Tüm bunlarla birlikte, olumlu bir notla bitirmek istiyorum, çünkü Tower of God'ın 2020'de çıkacak en iyi animelerden biri olduğuna inanıyorum. Ve incelememden öyle görünmese de, Tower of God'ı gerçekten takdir ettiğim yepyeni bir şekilde deneyimlememe izin verdi.

Özellikle, en sevdiğim karakterlerden ve anlardan bazılarının hayata geçtiğini görmek heyecan vericiydi. Sona gelince, eğer 2. sezonu yaparlarsa hikayeyi nasıl daha da geliştireceklerini görmek beni gerçekten heyecanlandırdı! Evet, ilk denemelerinde pek çok detayı atlamışlar ama yine de Kule'nin genel havası ve cazibesi beni içine çekti.