Kötü Adamın Ana Karakter Olmasını İstediğimiz 10 Anime!

Her zaman kahramanı seviyoruz ama bazı animelerde asıl yıldız kötüler! Johan Liebert, Shigaraki, Garou ve daha fazlası… Bu içerikte, izlerken “Keşke bu karakter başrolde olsaydı” dediğimiz en iyi 10 anime kötü karakterini sıraladık. Her biri öyle güçlü, öyle etkileyici ki; başrol olsalar animenin çehresi bambaşka olurdu. Hazırsan kötülükle empati yapıyoruz!

Ağustos 19, 2025 - 11:50
 0  30
Kötü Adamın Ana Karakter Olmasını İstediğimiz 10 Anime!

“Başrol Kahraman Olmasın, Kötü Olsun!” Dedirten 10 Anime Kötü Karakteri

Bazı animeleri izlerken aklımıza hep aynı soru geliyor:
“Yahu bu kötü karakter başrolde olsa çok daha ilgi çekici olmaz mıydı?”
İyiler tamam, seviyoruz, ama bazen kötüler öyle yazılıyor ki izleyeni hipnotize ediyor. Derinlikli geçmişleri, ahlaki gri bölgeleri ve karizmasıyla esas oğlanları gölgede bırakıyorlar.

İşte bu içerikte, keşke bu karakterin gözünden izleseydik dediğimiz en etkileyici 10 anime kötü karakterini topladık. Bazıları sinsice zekasıyla, bazıları kırık geçmişiyle, bazıları da psikopatlığıyla dikkat çekiyor. Başlıyoruz!


10. Johan Liebert – Monster (2004)

Tür: Psikolojik, Dram, Suç, Gerilim

Ah Johan… Sessiz sakin bakıyor ama içi cehennem.
Monster, tam anlamıyla bir zihin oyunu. Başroldeki Dr. Tenma’yı çok sevsek de, asıl karizmayı konuşturan, geçmişi ve “insanlık” sorgusuyla Johan Liebert oluyor.

Çocukken kurtarıldığı halde seri katile dönüşen bir karakter düşün...
Düşman gibi değil, bizzat insan doğasının boşluğunu temsil ediyor.
Animeyi onun gözünden izlesek, muhtemelen her bölüm psikolojik destek isterdik ama izlenir mi? Hem de soluksuz!


9. Akashi Seijuurou & Generation of Miracles – Kuroko’s Basketball (2012)

Tür: Spor, Komedi, Animasyon

Basketbol olur da entrika eksik olur mu?
Generation of Miracles, eski takım arkadaşlarından oluşan bir “egolu süper starlar kulübü”.
Özellikle Akashi, her maçı kazanmak zorunda hisseden manyetik bir lider.

Kuroko ve Kagami merkezli anlatı tatlı tabii ama şu egolu elitlerin iç çatışmalarına odaklanılsa daha karanlık, daha yoğun bir spor animesi izlemiş olurduk.
Kısacası, başrol Akashi olsaydı işler çok daha shounen drama olurdu!


8. Griffith – Berserk (1997)

Tür: Aksiyon, Karanlık Fantazi, Dram

İhanetin kitabını yazan adam: Griffith.
En yakın dostunu satıp tanrısal güce ulaşmak mı? Check.
Sadık dostlarının kanıyla tahta yürümek mi? O da var.

Her ne kadar Berserk’in kalbi Guts olsa da, Griffith gibi bir karakterin iç dünyasını anlatan bir spin-off…
Açık söyleyelim: Alır Oscar’ı.
Yolu takip ederken düşüp kendi canavarlığına dönüşen biri… Dram mı dram!


7. L – Death Note (2006)

Tür: Psikolojik, Suç, Gerilim, Animasyon

İzlediğimiz en büyük “kedi fare oyunu”nun yarısıdır L.
Ama ne yazık ki, dizinin ortasında bir kaşık suda boğuluyor.
Ve ne oluyor? İkinci yarı resmen çorba.

Eğer Death Note baştan sona L’nin gözünden anlatılsaydı, her bölüm cinayet değil, satranç gibi olurdu.
Light’a karşı verdiği mücadeleyle değil, kendi gariplikleri ve zekasıyla dolu bir karakter dizisi izlerdik. Hani dedektiflik türünü bile yeniden tanımlardı.


6. Kenma & Tetsurou – Haikyuu!! (2014)

Tür: Spor, Komedi, Dram

Karasuno’yu seviyoruz ama Nekoma başka bir seviye.
Kenma’nın zekası, Kuroo’nun karizması… Ve aralarındaki o kardeşlik gibi rekabet.

Animeyi Karasuno yerine Nekoma merkezli izleseydik, yeni bir feel-good spor hikayesi doğardı.
Farklı tarzlar, stratejik voleybol, daha çok içsel monolog!
Üstelik o Final Battle filmi etkisini en baştan görürdük.


5. Tomura Shigaraki – My Hero Academia (2016)

Tür: Aksiyon, Süper Güçler, Shounen

Shigaraki, elleriyle yok ettiği dünyada bir yer arıyor.
Geçmişi paramparça, zihni travma dolu, ama hâlâ bir şeylere inancı var…
Yani, “kötü” olmak dışında her şeye uygun.

Deku’nun hikayesi umut doluysa, Shigaraki’ninki karanlıkla mücadele dolu olurdu.
Bir de destek karakterleri var ki… Spinner, Toga, Dabi… Her biri ayrı bir başrol adayı.
Villain akademisi açsalar takip ederiz!


4. Kawaki – Boruto: Naruto Next Generations (2017)

Tür: Aksiyon, Macera, Süper Güç, Shounen

Boruto’nun tatlı su delikanlılığı bir kenara, Kawaki tam bir anti-kahraman.
Travması var, geçmişi karanlık, bir yandan Naruto’ya sevgi duyuyor, bir yandan da içine bastırılmış öfke var.

Boruto’nun başrolde “baba oğul öğütleri” dinleyeceğimize, Kawaki’nin içsel çatışmasını izleseydik…
Anime şaha kalkardı!
Hatta açılış sahnesine göre zaten o hikâyeye gidiyoruz gibi. Hayırlısı!


3. Herkes– Blue Lock (2022)

Tür: Spor, Gerilim, Psikolojik

Blue Lock öyle bir yer ki, herkes kendini rakip olarak görüyor.
Ana karakter Isagi biraz “vanilya” kalıyor. Halbuki Chigiri, Barou, Nagi, Rin gibi karakterler tam başrol kumaşı.

Bu kadar karakterin iç dünyası varken neden hepsi Isagi etrafında dönüyor?
Yani ne yalan söyleyelim, Barou’nun deli egosu ya da Rin’in duygusal kırılmaları çok daha ilgi çekici.
Blue Lock antikahraman cenneti, her biri başrol olur!


2. Garou – One Punch Man (2015)

Tür: Aksiyon, Komedi, Süper Güç

Saitama her düşmanı tek yumrukla harcarken, Garou resmen diziye can veriyor.
Kötü adam olmaya çalışan ama içten içe adaleti sorgulayan bir karakter.
Kafa karışıklığı, trajedisi, gücünü arayışı… Baştan sona mükemmel.

Garou merkezli bir dizi olsaydı, klasik kahraman formülünü ters yüz ederdi.
Saitama’nın şakacılığından çok, Garou’nun varoluş sancıları izleyiciyi esir alırdı.


1. Suguru Geto – Jujutsu Kaisen (2020)

Tür: Aksiyon, Fantazi, Doğaüstü, Shounen

Geto, lanetleri sadece yaratmıyor, sistemin ta kendisini sorguluyor.
Eski dostu Gojo ile geçmişi, yeni dünyanın düzenine karşı isyanı, karanlıkta bile sadık olan takipçileri…
Ve en önemlisi, “Acaba haklı olabilir mi?” dedirten bir mantığı var.

Yuji'nin yerinde Geto olsaydı, çok daha gri tonlu, siyah-beyaz olmayan bir dünya izlerdik.
Kendi iç çatışmasıyla, ideolojisiyle, gücüyle… Geto tam bir “karizmatik başrol” olurdu.
Ve kabul edelim, anime tarihinin en havalı kötü karakterlerinden biri.


BONUS: Uchiha Madara – Naruto: Shippuden (2007)

Tür: Aksiyon, Doğaüstü, Dövüş Sanatları, Shounen**

Uchiha Madara, yalnızca bir kötü karakter değil.
O, animenin “tüm zamanlar en büyük tehdit” seviyesinin vücut bulmuş hâli.
Koskoca 700 bölümlük Naruto destanında, herkesin dilinde bir isim varsa, o da Madara’dır.

Peki neden bu kadar efsane?
Çünkü sadece güçlü olduğu için değil.
İdealleri var. İnancı var. Tarihi değiştirecek kadar karizması var.
Barışı kendi yöntemiyle kurmak isteyen, sonsuz bir rüyayla herkesi acıdan kurtarmayı hedefleyen… ama bunu yaparken önüne çıkanları tek bakışta yok eden biri düşün.
İşte o Madara.

"Seninle konuşurken bile göz teması kurmuyorum, çünkü bu seviyeye değmezsin" havası yok mu adamda?

Bölge bölge ninja köylerini tek başına silip süpüren bu adam, ekrana girdiği anda anime evreninde barometre sıfırlanıyor.
Hashirama ile olan efsanevi dostluk ve düşmanlık hikayesi? Başlı başına bir trajik Shakespeare oyunu zaten.
Ve unutulmaz sözleri yok mu?

"Bu dünyada sevgi nefreti doğurur… Ve nefret savaş getirir."

Madara’nın hikâyesini baştan sona onun gözünden izlesek, sadece Naruto tarihini değil, tüm anime algımızı yeniden şekillendirirdik.
İnan bana, o anlatı derinliğiyle felsefe derslerine girerdi.


Liste Özeti: “Başrolde Olsa Bayılarak İzlerdik” Dediğimiz Kötüler:

  1. Suguru Geto (Jujutsu Kaisen)

  2. Garou (One Punch Man)

  3. Blue Lock’taki Herkes

  4. Kawaki (Boruto)

  5. Tomura Shigaraki (My Hero Academia)

  6. Kenma & Kuroo / Nekoma (Haikyuu!!)

  7. L (Death Note)

  8. Griffith (Berserk)

  9. Akashi & Generation of Miracles (Kuroko’s Basketball)

  10. Johan Liebert (Monster)


“Kötü” Dediğin Böyle Olur!

İyi karakterlerin yolu düzse, kötü karakterinki engebeli, çukurlu, dramatik.
Bu yüzden onların hikâyeleri daha çarpıcı, daha sürükleyici.
Belki de bu yüzden bazen “Keşke bu kötü çocuk başrolde olsaydı” diyoruz.

Peki senin favori villain başrolün kim olurdu?
Yorumlara yaz, kötülük sevdalıları burada buluşuyor!

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Deliriyorum Anime ve manga dünyasına karşı deliren bir yazar.