Ölümsüz Anime Karakterleri ve Lanetleri: Sonsuz Yaşamın Bedeli Ağırmış!

Ölmek nedir bilmeyen, sonsuza dek yaşamaya mahkum anime karakterlerine yakından bakıyoruz! Bu lanetli ölümsüzler listesi seni şaşkına çevirecek, hazır ol!

Aralık 24, 2025 - 09:27
Aralık 24, 2025 - 09:27
 0  2
Ölümsüz Anime Karakterleri ve Lanetleri: Sonsuz Yaşamın Bedeli Ağırmış!

1: Ban - The Seven Deadly Sins'in Hırsız Tilkisi: Kanını İç, Sonsuza Kadar Yaşa!

Abi Ban'e hastayım ya! Seven Deadly Sins'te ilk gördüğümde "Bu adam kesin favorim olacak" demiştim ve yanılmadım. Adam bildiğin ölümsüzlük timsali! Orman Perisi'nin Kanı'nı içtikten sonra ölümsüzlüğe kavuştu. Ama bu ölümsüzlük öyle basit bir şey değil. Adamı paramparça etsen, iç organlarını çıkarsan, hatta kafasını kopsan bile tak diye geri geliyor. Bildiğin Wolverine'in anime versiyonu ama çok daha karizmatik! Dövüş stili de tam ona göre. Hırsızlık yeteneğiyle rakiplerinin güçlerini çalıyor, fiziksel özelliklerini artırıyor ve Sacred Treasure'ı Courechouse ile birlikte düşmanlarına kabuslar yaşatıyor. Ban'in ölümsüzlüğü onu korkusuz bir savaşçı yapıyor. En zorlu durumlarda bile sırıtarak dövüşüyor, çünkü biliyor ki onu öldürmek imkansız. Elaine'e olan aşkı da bambaşka bir boyut katıyor karakterine. O aşk için her şeyi yapabilecek bir adam. Hatta ölümsüzlüğünden bile vazgeçebilir!

Ban'in en epik sahnelerinden biri, Albion'u tekmelediği sahneydi. Dev gibi yaratığı tek bir tekmeyle darmaduman etti. O sahneye hala ara sıra girip tekrar tekrar izliyorum. Bir de Meliodas ile olan dostluğu çok sağlam. Sürekli kavga etseler de, birbirlerine her zaman destek oluyorlar. Özellikle Meliodas'ın hafızasını geri kazanmasına yardım ettiği kısım çok duygusaldı. Ban'in geçmişi de çok acıklı. Çocukken yaşadığı zorluklar, Elaine'i kaybetmesi... Tüm bunlar onu daha da güçlü bir karaktere dönüştürmüş. The Seven Deadly Sins evreninde Ban gibisi yok! Tam bir efsane!

Delirten Detay: Ban'in ölümsüzlüğü sadece fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal bir bağ da içeriyor. Elaine'e olan aşkı, ölümsüzlüğünün en önemli parçası. O olmadan Ban, sadece boş bir beden olurdu.

Kimler Sevecek?: Aksiyon dolu, fantastik anime sevenler, karizmatik ve güçlü karakterlere hayran olanlar, duygusal bağları ön planda tutanlar Ban'e bayılacak!


2: Zeref Dragneel - Fairy Tail'in Kara Büyücüsü: Lanetli Yaratıcılık!

Zeref Dragneel... Fairy Tail'in en karmaşık ve en trajik karakterlerinden biri. İlk başta sadece kötü adam gibi görünse de, hikayesi derinleştikçe aslında ne kadar acı çektiğini anlıyorsunuz. Kardeşi Natsu'yu hayata döndürmek için lanetli büyülerle uğraşırken, istemeden ölümsüzlüğe mahkum oluyor. Ve bu ölümsüzlük, beraberinde ölüm büyüsünü de getiriyor. Etrafındaki her şeyi istemeden öldürüyor. Bu yüzden insanlardan uzak durmaya çalışıyor, yalnızlığı seçiyor. Ama ne kadar kaçarsa kaçsın, kader onu Fairy Tail ile karşılaştırıyor.

Zeref'in hikayesi, bilimin ve büyünün sınırlarını zorlamanın sonuçlarını gösteriyor. Kardeşini kurtarmak isterken, kendi lanetini yaratıyor. Ve bu lanet, onu binlerce yıl boyunca yalnızlığa ve acıya mahkum ediyor. Ama Zeref pes etmiyor. Kendi lanetini sona erdirmek için bir yol arıyor. Ve bu arayış, onu Fairy Tail ile karşı karşıya getiriyor. Natsu ile olan ilişkisi de çok ilginç. Bir yandan kardeşini sevgiyle korumak istiyor, diğer yandan onu kendi lanetini sona erdirecek bir silah olarak görüyor. Bu ikilem, Zeref'i daha da karmaşık bir karaktere dönüştürüyor.

Zeref'in en etkileyici sahnelerinden biri, Fairy Tail ile karşılaştığı sahneler. O kadar güçlü ki, Fairy Tail'in en güçlü büyücüleri bile ona karşı koymakta zorlanıyor. Ama Zeref, aslında savaşmak istemiyor. Sadece lanetinden kurtulmak istiyor. Ama kader, ona bu fırsatı vermiyor. Ve Zeref, sonunda kendi yarattığı lanetin kurbanı oluyor. Fairy Tail evreninde Zeref gibisi yok! Hem kahraman, hem de kötü adam.

Delirten Detay: Zeref'in ölümsüzlüğü, aslında bir lanet. Etrafındaki her şeyi öldürme gücüne sahip olduğu için, sevdiklerine yaklaşamıyor. Bu da onu sonsuz bir yalnızlığa mahkum ediyor.

Kimler Sevecek?: Dramatik ve karmaşık hikayeleri sevenler, karanlık ve gizemli karakterlere ilgi duyanlar, Fairy Tail evrenine hayran olanlar Zeref'e bayılacak!


3: Kars - JoJo's Bizarre Adventure'ın Ultimate Life Form'u: Düşünmeyi Bıraktı!

Kars... JoJo's Bizarre Adventure'ın en havalı kötü adamlarından biri! Pillar Men'in lideri ve tek amacı, Ultimate Life Form'a dönüşmek. Bunun için Stone Mask'i ve Red Stone of Aja'yı ele geçirmeye çalışıyor. Amaç uğruna her şeyi yapabilecek acımasız bir karakter. Ama aynı zamanda zeki ve stratejik. Dövüşlerde rakiplerini analiz ediyor, zayıf noktalarını buluyor ve ona göre taktik geliştiriyor. Ultimate Life Form'a dönüştükten sonra ise, gücü bambaşka bir boyuta ulaşıyor. Artık güneş ışığından etkilenmiyor, her türlü canlıyı kontrol edebiliyor ve inanılmaz bir rejenerasyon yeteneğine sahip oluyor. Bildiğin yenilmez oluyor!

Kars'ın en akılda kalıcı sahnelerinden biri, Joseph Joestar ile olan son dövüşü. Joseph, zekası ve şansı sayesinde Kars'ı uzaya fırlatmayı başarıyor. Ama Kars, uzayda bile ölmüyor. Sadece donuyor ve sonsuza kadar uzay boşluğunda süzülmeye başlıyor. Bu sahnede Kars, düşünmeyi bırakıyor. Artık hiçbir şey hissetmiyor, hiçbir şey düşünmüyor. Sadece var oluyor. Bu da onun için en büyük ceza oluyor. Çünkü Kars, her zaman zeki ve stratejik bir karakter olmuştur. Düşünmeyi bırakmak, onun için kimliğini kaybetmek anlamına geliyor.

Kars'ın hikayesi, hırsın ve gücün insanı nasıl değiştirebileceğini gösteriyor. Kars, Ultimate Life Form'a dönüşmek için her şeyini feda ediyor. Ama sonunda, elde ettiği güç onu mutlu etmiyor. Aksine, onu daha da yalnızlaştırıyor ve kimliğini kaybettiriyor. JoJo's Bizarre Adventure evreninde Kars gibisi yok! Hem hayranlık uyandıran, hem de acınası bir karakter.

Delirten Detay: Kars, uzayda düşünmeyi bıraktıktan sonra, sadece var oluyor. Artık hiçbir şey hissetmiyor, hiçbir şey düşünmüyor. Bu da onun için en büyük ceza oluyor.

Kimler Sevecek?: Aksiyon dolu, sıra dışı anime sevenler, zeki ve stratejik karakterlere hayran olanlar, JoJo's Bizarre Adventure evrenine hayran olanlar Kars'a bayılacak!


4: Lelouch Lamperouge (Zero) - Code Geass'ın Zeki Lideri: Geass'ın Bedeli!

Lelouch Lamperouge, nam-ı diğer Zero! Code Geass'ın zekasıyla ortalığı kasıp kavuran, karizmasıyla herkesi peşinden sürükleyen efsanevi karakteri. Kutsal Britanya İmparatorluğu'na karşı başlattığı isyanla, ezilenlerin umudu haline geliyor. Geass gücü sayesinde insanlara emir verme yeteneğine sahip. Ama bu gücü kullanırken çok dikkatli olmak zorunda, çünkü Geass kontrolden çıkabiliyor ve istemediği sonuçlara yol açabiliyor. Lelouch, kız kardeşi Nunnally'yi korumak ve dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için her şeyi yapmaya hazır. Ama bu uğurda birçok fedakarlık yapmak zorunda kalıyor ve karanlık yollara sapabiliyor.

Lelouch'un en etkileyici özelliği, zekası ve stratejik dehası. Savaş alanında rakiplerini alt etmek için inanılmaz planlar yapıyor. Ama aynı zamanda insanları manipüle etmekte de çok başarılı. Zero kimliği altında yaptığı konuşmalarla, halkı coşturuyor ve isyana teşvik ediyor. Lelouch'un en karmaşık yanı ise, iyi mi kötü mü olduğuna karar veremememiz. Bir yandan dünyayı kurtarmak için çabalıyor, diğer yandan acımasız yöntemlere başvurabiliyor. Bu da onu daha gerçekçi ve ilgi çekici bir karakter yapıyor.

Lelouch'un en akılda kalıcı sahnesi, dizinin sonunda gerçekleşen Zero Requiem planı. Bu planla, tüm dünyanın nefretini üzerine çekiyor ve kendini feda ederek dünyada barışı sağlıyor. Bu sahne, anime tarihinin en duygusal ve en etkileyici sahnelerinden biri. Lelouch, kahraman mı yoksa kötü adam mıydı, hala tartışılıyor. Ama kesin olan bir şey var: Lelouch Lamperouge, anime dünyasının unutulmaz karakterlerinden biri!

Delirten Detay: Lelouch'un Geass gücü, aslında bir lanet. İnsanlara emir verme yeteneği, onu kontrolden çıkarabiliyor ve istemediği sonuçlara yol açabiliyor. Bu da Lelouch'u sürekli tetikte olmaya ve dikkatli davranmaya zorluyor.

Kimler Sevecek?: Zeka oyunlarını sevenler, stratejik savaşlara hayran olanlar, karmaşık ve derin karakterlere ilgi duyanlar Lelouch'a bayılacak!


5: Madara Uchiha - Naruto Shippuden'in Efsanevi Kötüsü: Sonsuz Tsukuyomi'nin Rüyası!

Madara Uchiha... Naruto Shippuden'in en karizmatik ve en güçlü kötü adamlarından biri! Uchiha klanının efsanevi kurucularından ve Sharingan'ın tüm sırlarına hakim. Amacı, dünyayı Sonsuz Tsukuyomi'nin rüyasına hapsetmek ve böylece savaşın ve acının olmadığı bir dünya yaratmak. Bu uğurda her türlü fedakarlığı yapmaya hazır ve karşısına çıkan herkesi acımasızca yok ediyor. Madara, sadece gücüyle değil, aynı zamanda zekası ve stratejik dehasıyla da dikkat çekiyor. Savaş alanında rakiplerini analiz ediyor, zayıf noktalarını buluyor ve ona göre taktik geliştiriyor. Ayrıca, geçmişi ve motivasyonları da onu karmaşık ve ilgi çekici bir karakter yapıyor.

Madara'nın en etkileyici sahnelerinden biri, Beş Kage ile olan dövüşü. Beş Kage, birlikte Madara'ya karşı koymaya çalışıyor, ama Madara hepsini tek tek alt ediyor. Bu sahnede Madara'nın gücünün ne kadar büyük olduğunu görüyoruz. Ayrıca, Rinnegan'ı elde ettikten sonraki gücü de inanılmaz. On Kuyruklu'yu kontrol edebiliyor ve dünyayı yok etme potansiyeline sahip oluyor. Madara, sadece Naruto ve Sasuke'nin değil, tüm dünyanın en büyük tehdidi haline geliyor.

Madara'nın hikayesi, idealizmin ve gücün insanı nasıl değiştirebileceğini gösteriyor. Madara, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek istiyor, ama bu uğurda yanlış yöntemlere başvuruyor. Ve sonunda, kendi ideallerinin kurbanı oluyor. Naruto Shippuden evreninde Madara gibisi yok! Hem hayranlık uyandıran, hem de korkutucu bir karakter.

Delirten Detay: Madara'nın Sonsuz Tsukuyomi planı, aslında bir kurtuluş yolu. Dünyayı savaşın ve acının olmadığı bir rüyaya hapsetmek, Madara'nın kendi yöntemleriyle dünyayı kurtarma çabası.

Kimler Sevecek?: Aksiyon dolu, epik anime sevenler, karizmatik ve güçlü kötü adamlara hayran olanlar, Naruto Shippuden evrenine hayran olanlar Madara'ya bayılacak!


6: Alucard - Hellsing'in Vampir Lordu: Kontrolsüz Gücün Vücut Bulmuş Hali!

Alucard... Hellsing'in karizmatik ve acımasız vampir lordu! Gücü o kadar büyük ki, çoğu zaman kontrol etmekte zorlanıyor. Hellsing Organizasyonu'nun en güçlü silahı ve vampirlerle savaşmak için her türlü vahşeti yapmaya hazır. Alucard, sadece gücüyle değil, aynı zamanda gizemli geçmişi ve sadist kişiliğiyle de dikkat çekiyor. Dövüşlerde rakipleriyle dalga geçiyor, onları aşağılıyor ve en acımasız yöntemlerle öldürüyor. Ama aynı zamanda, efendisi Integra Hellsing'e karşı da büyük bir sadakat duyuyor. Onun emirlerini sorgusuz sualsiz yerine getiriyor ve onu korumak için her şeyi yapmaya hazır.

Alucard'ın en etkileyici sahnelerinden biri, Millenium örgütüyle olan savaşı. Millenium, vampirlerden oluşan bir ordu ve Alucard, tek başına bu orduya karşı koyuyor. Binlerce vampiri öldürüyor, şehirleri yerle bir ediyor ve en sonunda Millenium'un lideri The Major'ı da alt ediyor. Bu savaşta Alucard'ın gücünün ne kadar büyük olduğunu görüyoruz. Ayrıca, Shrödinger'i emdikten sonraki gücü de inanılmaz. Artık her yerde var olabiliyor ve ölümsüzlüğünün sınırları tamamen ortadan kalkıyor. Alucard, sadece vampirlerin değil, tüm dünyanın en büyük tehdidi haline geliyor.

Alucard'ın hikayesi, gücün ve kontrolün insanı nasıl değiştirebileceğini gösteriyor. Alucard, o kadar güçlü ki, çoğu zaman insanlığını kaybediyor. Ama aynı zamanda, efendisi Integra'ya olan sadakati, onu tamamen kötü bir karakter olmaktan kurtarıyor. Hellsing evreninde Alucard gibisi yok! Hem hayranlık uyandıran, hem de korkutucu bir karakter.

Delirten Detay: Alucard'ın gücü, aslında bir lanet. O kadar güçlü ki, çoğu zaman kontrol etmekte zorlanıyor ve istemediği sonuçlara yol açabiliyor. Bu da Alucard'ı sürekli tetikte olmaya ve dikkatli davranmaya zorluyor.

Kimler Sevecek?: Aksiyon dolu, karanlık anime sevenler, karizmatik ve güçlü vampirlere hayran olanlar, Hellsing evrenine hayran olanlar Alucard'a bayılacak!


7: Accelerator - A Certain Magical Index/Scientific Railgun'ın En Güçlü Esper'i: Kötülükten İyiliğe!

Accelerator... A Certain Magical Index ve A Certain Scientific Railgun evrenlerinin en güçlü Esper'i! Gücü, vektörleri kontrol etmek. Bu sayede, üzerine gelen her türlü saldırıyı yönlendirebiliyor, yer çekimini manipüle edebiliyor ve inanılmaz hızlara ulaşabiliyor. Accelerator, ilk başta kötü bir karakter olarak tanıtılıyor. Level 6 Shift projesinde, 20.000 Misaka klonunu öldürerek Level 6'ya ulaşmaya çalışıyor. Ama Touma ile karşılaştıktan sonra, hayatı değişiyor. Touma, Accelerator'ın gücünü durduruyor ve ona farklı bir bakış açısı kazandırıyor. Accelerator, yaptığı hataların farkına varıyor ve Misaka klonlarını korumaya başlıyor.

Accelerator'ın en etkileyici sahnelerinden biri, Last Order'ı korumak için yaptığı fedakarlıklar. Last Order, Misaka klonlarının en küçüğü ve Accelerator, onu kendi kızı gibi görüyor. Last Order'ı korumak için her türlü tehlikeyi göze alıyor, hatta kendi hayatını bile feda etmeye hazır. Bu sahnelerde Accelerator'ın ne kadar değiştiğini görüyoruz. Artık sadece güçlü bir Esper değil, aynı zamanda sevgi dolu bir baba figürü.

Accelerator'ın hikayesi, hataların ve pişmanlıkların insanı nasıl değiştirebileceğini gösteriyor. Accelerator, geçmişte birçok yanlış yaptı, ama bu hatalarından ders çıkardı ve daha iyi bir insan olmaya çalıştı. A Certain Magical Index ve A Certain Scientific Railgun evrenlerinde Accelerator gibisi yok! Hem güçlü, hem de duygusal bir karakter.

Delirten Detay: Accelerator'ın gücü, aslında bir lanet. Vektörleri kontrol etme yeteneği, onu insanlardan uzaklaştırıyor ve yalnızlığa itiyor. Ama aynı zamanda, bu güç sayesinde sevdiklerini koruyabiliyor.

Kimler Sevecek?: Aksiyon dolu, bilim kurgu anime sevenler, güçlü ve karmaşık karakterlere hayran olanlar, A Certain Magical Index ve A Certain Scientific Railgun evrenlerine hayran olanlar Accelerator'a bayılacak!


8: Dio Brando - JoJo's Bizarre Adventure'ın En İkonik Kötüsü: ZA WARUDO!

Dio Brando... JoJo's Bizarre Adventure'ın en ikonik ve en sevilen kötü karakterlerinden biri! Hırsı, zalimliği ve karizmasıyla herkesi etkiliyor. İlk sezonda Jonathan Joestar'ın hayatını cehenneme çeviriyor, vücudunu ele geçiriyor ve vampir oluyor. Daha sonra, üçüncü sezonda geri dönüyor ve Stand'i The World ile JoJo'nun torunlarına kabuslar yaşatıyor. Dio, sadece gücüyle değil, aynı zamanda zekası ve manipülasyon yeteneğiyle de dikkat çekiyor. İnsanları kolayca etkisi altına alabiliyor ve kendi amaçları için kullanabiliyor. Ayrıca, "ZA WARUDO!" repliği de anime tarihine geçmiş durumda.

Dio'nun en etkileyici sahnelerinden biri, Jotaro Kujo ile olan son dövüşü. Bu dövüş, anime tarihinin en epik ve en heyecanlı dövüşlerinden biri olarak kabul ediliyor. Dio, The World'ün zamanı durdurma yeteneği sayesinde Jotaro'ya karşı büyük bir avantaj sağlıyor. Ama Jotaro da Star Platinum ile zamanı durdurmayı öğreniyor ve Dio'yu alt etmeyi başarıyor. Bu dövüş, JoJo's Bizarre Adventure'ın en unutulmaz anlarından biri.

Dio'nun hikayesi, hırsın ve kötülüğün insanı nasıl yok edebileceğini gösteriyor. Dio, her zaman en güçlü olmak istedi ve bu uğurda her türlü kötülüğü yapmaya hazırdı. Ama sonunda, kendi hırsının kurbanı oldu ve Jotaro tarafından yenildi. JoJo's Bizarre Adventure evreninde Dio gibisi yok! Hem nefret edilen, hem de hayranlık duyulan bir karakter.

Delirten Detay: Dio'nun "ZA WARUDO!" repliği, anime tarihinin en ikonik repliklerinden biri. Bu repliği duyunca, herkes Dio'nun ne kadar güçlü ve tehlikeli olduğunu anlıyor.

Kimler Sevecek?: Aksiyon dolu, sıra dışı anime sevenler, karizmatik ve güçlü kötü adamlara hayran olanlar, JoJo's Bizarre Adventure evrenine hayran olanlar Dio'ya bayılacak!


9: Shinobu Oshino - Monogatari Serisi'nin Vampir Kraliçesi: Donutlara Aşık!

Shinobu Oshino... Monogatari serisinin en gizemli ve en sevimli karakterlerinden biri! İlk başta Kiss-shot Acerola-orion Heart-under-blade adıyla bilinen güçlü bir vampir kraliçesiydi. Ama daha sonra, Araragi Koyomi tarafından kurtarılıyor ve güçlerinin çoğunu kaybediyor. Shinobu, artık küçük bir kız görünümünde ve Araragi'nin gölgesinde yaşıyor. Ama hala vampir güçlerine sahip ve gerektiğinde Araragi'ye yardım ediyor. Shinobu, sadece gücüyle değil, aynı zamanda sevimli kişiliği ve donutlara olan düşkünlüğüyle de dikkat çekiyor.

Shinobu'nun en etkileyici sahnelerinden biri, geçmişinin anlatıldığı bölümler. Bu bölümlerde, Shinobu'nun ne kadar güçlü ve ne kadar yalnız olduğunu görüyoruz. Yüzyıllar boyunca yaşamış, birçok savaş görmüş ve birçok kayıp yaşamış. Ama tüm bunlara rağmen, umudunu kaybetmemiş ve yeni bir başlangıç yapmayı başarmış. Shinobu, sadece bir vampir değil, aynı zamanda güçlü bir kadın figürü.

Shinobu'nun hikayesi, geçmişin ve geleceğin insanı nasıl etkileyebileceğini gösteriyor. Shinobu, geçmişte yaşadığı acıları unutamıyor, ama aynı zamanda geleceğe umutla bakıyor. Araragi ile olan ilişkisi, ona yeni bir amaç ve yeni bir hayat veriyor. Monogatari serisi evreninde Shinobu gibisi yok! Hem güçlü, hem de sevimli bir karakter.

Delirten Detay: Shinobu'nun donutlara olan düşkünlüğü, aslında bir sembol. Donutlar, onun geçmişteki kayıplarını ve özlemlerini temsil ediyor. Ama aynı zamanda, donutlar ona mutluluk veriyor ve geleceğe umutla bakmasını sağlıyor.

Kimler Sevecek?: Gizemli ve sıra dışı anime sevenler, sevimli ve güçlü karakterlere hayran olanlar, Monogatari serisi evrenine hayran olanlar Shinobu'ya bayılacak!


10: Eren Yeager - Attack on Titan'ın Hem Kahramanı Hem de Kötüsü: Özgürlüğün Bedeli!

Eren Yeager... Attack on Titan'ın karmaşık ve tartışmalı karakteri! İlk başta titanlara karşı intikam almak isteyen genç bir askerken, zamanla dünyanın kaderini değiştiren bir figüre dönüşüyor. Titan güçlerini elde ettikten sonra, sadece titanlarla değil, aynı zamanda insanlarla da savaşıyor. Eren, özgürlük için her şeyi yapmaya hazır, ama bu uğurda birçok masum insanın ölümüne neden oluyor. Eren, sadece gücüyle değil, aynı zamanda idealleri ve motivasyonlarıyla da dikkat çekiyor. Amacı, Paradis adasını titanlardan kurtarmak ve halkına özgür bir gelecek sağlamak. Ama bu amaca ulaşmak için, tüm dünyayı yok etmek zorunda kalıyor.

Eren'in en etkileyici sahnelerinden biri, Rumbling'i başlatma kararı. Bu kararla, tüm dünyayı titanlarla ezmeyi ve sadece Paradis adasını kurtarmayı hedefliyor. Bu sahne, Eren'in ne kadar değiştiğini ve ne kadar karanlık bir yola girdiğini gösteriyor. Artık sadece bir kahraman değil, aynı zamanda bir kötü adam. Eren, hem sevilmeyi, hem de nefret edilmeyi hak eden bir karakter.

Eren'in hikayesi, özgürlüğün ve intikamın insanı nasıl değiştirebileceğini gösteriyor. Eren, özgürlük için her şeyini feda ediyor, ama bu uğurda insanlığını kaybediyor. Attack on Titan evreninde Eren gibisi yok! Hem kahraman, hem de kötü adam.

Delirten Detay: Eren'in özgürlük ideali, aslında bir lanet. Özgür olmak için her şeyi yapmaya hazır olduğu için, birçok masum insanın ölümüne neden oluyor. Bu da Eren'i sürekli vicdan azabıyla yaşamaya mahkum ediyor.

Kimler Sevecek?: Aksiyon dolu, karanlık anime sevenler, karmaşık ve tartışmalı karakterlere hayran olanlar, Attack on Titan evrenine hayran olanlar Eren'e bayılacak!


Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Deliriyorum Anime ve manga dünyasına karşı deliren bir yazar.