En İyi 5 Yemek Temalı Anime: Gordon Ramsey’i Sollamaya Hazır Mısın?

Bazı animeler vardır, izlerken bir yandan karnın guruldar, bir yandan elin mutfağa kaçar.
Yani sanki ekran başında değil de, MasterChef elemelerinde gibisindir.
Bir yandan “şu sahnede kullanılan tereyağı tuzsuz muydu acaba?” diye düşünürsün, diğer yandan kendini bulaşık deterjanıyla suşi yapmaya çalışırken bulursun.
İşte bu yazı tam da bu histe olanlar için.

Mutfağın önlüğünü kuşan, bıçaklarını bileyle, çünkü seni Japon animasyonunun en lezzetli, en yaratıcı, en acıktırıcı tarafıyla tanıştıracağım:
YEMEK ANİMELERİ!

1. Food Wars! Shokugeki no Soma

Yemek yarışması mı, yoksa gurme shonen anime mi? Evet. İkisi birden.

Food Wars, anime dünyasında yemek temalı yapımların Ferrarisidir.
Kahramanımız Soma Yukihira, babasının işlettiği lokantada pişirdiği tabaklardan çıkıp kendini Tootsuki Aşçılık Akademisi’nde, yani adeta gastronominin Hogwarts’ında bulur.
Ama burası öyle sıradan bir okul değil, buradaki öğrenciler yemek pişirme yarışmalarında birbirini şekersiz tatlıya çeviriyor.

Sadece yemek yapma sanatıyla sınırlı değil bu anime.
Aynı zamanda bilim, kültür ve sanatın harmanlandığı, tatların adeta gökyüzüne ışınlandığı bir yer.
Ve evet, abartılı tepkiler kısmında sınır tanımıyorlar.
Bir çorba içiliyor, sonra izleyenin kıyafeti patlıyor, arka fonda melekler “aaaamen” diye şarkı söylüyor.

Ama komedi bir yana, yemek tarifleri gerçek.
Hatta Youtube’da “Soma'nın pilavı yapıldı mı?” diye ararsan birkaç milyonluk videolarla karşılaşırsın.
Bu anime sadece ağzını sulandırmakla kalmaz, mutfağa girip “ben de yapacağım” dedirtir.

2. Yakitate!! Japan

Ekmek deyip geçmeyin, bu işin sanatı var.

Bu animede kahramanımız Kazuma Azuma, “Japonya'nın ulusal ekmeğini” yaratmaya ant içmiş bir genç.
Çünkü Fransa’nın baguette’i var, Almanya’nın çavdarı var ama Japonya’nın “Ja-pan”ı yok.
İşte bu eksikliği gidermek için, kendisine doğuştan verilmiş “Güneş Elleri”yle ekmek ustalığına soyunur.

Evet yanlış duymadınız: GÜNEŞ ELLERİ!
Ellerinden çıkan sıcaklık, mayanın daha güzel kabarmasını sağlıyor.
Bu kadar animeye özgü, bu kadar absürt ama bu kadar mantıklı bir özellik daha yok.

Anime boyunca sadece tarif değil, ekmek yapma felsefesi, doğru ısı yönetimi, un çeşitlerinin etkisi gibi bilgiler de veriliyor.
Ekmek deyince gözünde sadece tost ekmeği canlananlara bu anime glütensiz zihin aydınlatması sunuyor.

Üstelik 2000’ler nostaljisi taşıyan müziği ve karakter dizaynları da cabası.
Kısacası, bu anime “ben evde ekşi mayaya başladım” diyenlerin kutsal kitabı olabilir.

3. True Cooking Master Boy (Chūka Ichiban!)

Doğu Asya mutfağı mı dediniz? Buyurun şölen başlasın.

80’lerin sonu 90’ların başında çocuk olanların kalbinde ayrı bir yeri vardır bu animenin.
Mao adındaki genç bir şefin, Çin mutfağında usta olmak için çıktığı yolculuğu anlatır.
Ama bu yolculuk öyle sıradan değil; her adımda farklı bir mutfak tekniği, farklı bir yemek kültürüyle tanışırsın.

Çin mutfağına dair bilmediğin o kadar çok şey anlatılır ki, bölümler bittiğinde kendini Çin yemeği sipariş verirken bulabilirsin.
“Kung Pao tavuk nedir, Szechuan biberi niye ağzı yakmaz da dilinle flört eder?” gibi soruların cevabı bu animede.

Görsel anlatımı çok güçlü olmasa da, duygusal yoğunluğu, karakter gelişimleri ve yemek üzerinden verilen hayat dersleri ile yıllar geçse de değerini kaybetmeyen nadir serilerden biri.

Ve evet, burada da yemek yiyince kıyafetler uçmuyor ama gözyaşları dökülüyor.
Çünkü iyi bir çorbanın içinde sadece tuz değil, anı da vardır!

4. Campfire Cooking in Another World with My Absurd Skill

“Yemek yapmayı biliyorum” diyenlerin rüyası: isekai mutfağı!

Bu anime tam bir “ofis çalışanı iken bir anda başka dünyaya ışınlandım” klasiği ama mutfak versiyonu.
Kahramanımız Tsuyoshi Mukouda, savaşamayacak kadar silik bir adam.
Ama ne var ki elinde güçlü bir yetenek var: Online Süpermarket.

Evet, başka dünyadasın ama tek tıkla Japon malı ketçap sipariş edebiliyorsun.
Bunu avantaja çeviren Tsuyoshi, bir anda dünyanın en lezzetli yemeğini yapan adamı oluveriyor.

Bu seri hem tatlı bir isekai, hem de bolca yemek temasıyla dolu.
Ayrıca yanında evcil bir kurt, ateş saçan bir slime ve ağzının tadını bilen canavarlarla dolaşıyorsun.

Animasyon kalitesi MAPPA’dan çıktığı için zaten belli bir görsel kalite garantisi var.
Ama asıl güzelliği: izlerken “lan ben de sabah evde yumurtayı böyle kırsam mıydım?” dedirtiyor.

5. Restaurant to Another World

Bu restoranın müşterisi elf, ejderha, goblin olabilir ama menü herkese hitap ediyor.

Klasik bir Japon restoranı düşün…
Ama her cumartesi, kapısı başka dünyalara açılıyor.
Ejderhalar geliyor, elfler sıraya giriyor, büyücüler "bugün de özel menü var mı?" diye soruyor.
İşte bu restoran: Nekoya.

Anime oldukça sakin bir tempoda ilerliyor ama her bölüm adeta bir aşçının günlüğü gibi.
Bir tabak omlet pilavın, bir kase çorbanın ardında ne hikâyeler var; bunu çok güzel anlatıyor.

Yemekler kadar karakterlerin de damak zevki var.
Her yaratığın farklı damak tadı olması, yemeğin evrensel bir dil olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.

Üstelik bu anime seni yormuyor, temposu düşük, anlatımı huzurlu.
Yani akşam çayıyla izlenebilecek, huzur veren nadir yapımlardan.

Sona Geldik...

Şimdi dürüst olalım.
Bu yazıyı okurken en az iki kere acıktın, bir kere de "ben de yemek yapmayı denesem mi ya?" dedin.
İşte bu animeler tam da bu hissi yaratmak için var.
Kimi kıyafet uçuruyor, kimi ejderha doyuruyor ama hepsinin ortak noktası şu:
Yemek, duygularla yapılır.

Kendi mutfağında küçük bir Tootsuki, kendi fırınında bir Yakitate yaratmak senin elinde.
O yüzden önlüğünü tak, YouTube’dan tarif aç, ama önce bu animelerden birini izle.
Kim bilir, belki bir gün senin tarifin de bir animede can bulur!

Bahsedilen Animeler:

• Food Wars! Shokugeki no Soma

• Yakitate!! Japan

• True Cooking Master Boy (Chūka Ichiban!)

• Campfire Cooking in Another World with My Absurd Skill

• Restaurant to Another World

Ekstra Bilgi:
Şef Gordon Ramsay’in adını verdik ama Türkiye’den örnek verirsek...
Arda Türkmen, Mehmet Yalçınkaya, Refika Birgül gibi ustaların enerjisini anime karakterlerinde görmek mümkün.
İzle, ilham al, sonra mutfağa dal!